Yara İyileşmesi Nedir?
Yara iyileşmesinin hızlandırılmasında trombosit yani kanın pıhtılaşmasını sağlayan ve kanda yüzen hücrelerin kulanımı 1985’li yıllarda başlamıştır. Yoğunlaştırılmış trombosit konsantrasyonu anlamına gelen trombositten zengin plazma (PRP) ilk olarak diş hekimliği ve ortopedik cerrahideki başarılı uygulamalarının ardından dermatoloji gibi diğer branşlarda da ilgiyle kullanılmaya başlanmıştır. PRP için kullanılan diğer isimler: trombositten zengin konsantrat, ve aktifleştirilmiş formunu tarif eden trombosit jeli ve trombosit relizattır.
PRP düşük plazma hacminde yoğun trombosit konsantrasyonunu ifade eder ve normal kandan daha fazla oranda trombosit kaynaklı büyüme faktörlerini içerir. Trombositler rekombinan insan büyüme faktörlerinden hem daha ucuz hem de daha uzun süre dayanıklı olup, hastanın kendisinden alındığından allerji ve mikrop içermedikleri düşünülebilir.
Yara iyileşmesi ile kandaki trombositlerin ne ilgisi var?
Cevabı vereceğiz ama maalesef çok tıbbi kelimeler ile yazılmak zorunda. Çünkü bu tip tedavilerin mekanizmaları tıbbi bir konudur. Okuyucunun kafası karışır ama biz ilkelerimiz doğrultusunda, okuyucunun bilgi edinme hakkına saygılıyız. Yani “üzümünü ye, bağını sorma!” demiyoruz.
Bu nedenle aşağıda “PRP’nin nasıl olur da yaraları iyi eder” ile ilgili mekanizma verilmiştir:
Yara iyileşmesinin erken fazında hasar bölgesinde oluşan pıhtı, vücudun savunma hücreleri için mıknatıs görevi görür. Bu pıhtıyı da bildiğiniz gibi kandaki trombositler oluşturur.
Trombositler, yara iyileşmesi sürecinde rol alan büyüme faktörleri, bağışıklık sistemi habercileri, enzim ve biyoaktif bileşikler dahil 1100 üzerinde protein içerir. Bu proteinler trombositlerin içindeki alfa keseciklerinde bulunur. Bu proteinler kemik, bağ dokusu ve cilt hücrelerinin harekete geçmesi için iskelet görevi görürken, büyüme faktörlerinin kokteyli doku tamiri ve onarımı için önemli rol oynar.
Trombositler içinde, trombosit kaynaklı büyüme faktörü, fibroblast büyüme faktörü, transforme edici büyüme faktörü β, epidermal büyüme faktörü, damar hücreleri büyüme faktörü ve insülin benzeri büyüme faktörü vardır. Büyüme faktörü demek , yara içinde veya etrafında veya altında oluşan doku kayıplarını ve bozukluklarını düzelten maddeler demektir. PRP uygulanması ile yarayı iyileştiren tüm enzim ve proteinler aktife olur ve yaranın üzerinin tekrar deri ile kapanmasına yardımcı olur. Ayrıca yaranın kanlanmasını artırır ve yeni damarlar oluşturur.
PRP aynı zamanda yaradaki mikropları da öldürür!!
PRP’nin aynı zamanda E.coli, MRSA, C.albicans ve C.neoformans gibi mikroorganizmalara karşı antimikrobiyal ve dahası ağrı kesici etki de gösterdiği bildirilmiştir.
PRP ph’ı 6,5-6,7 arasında olması da antibakteriyel özelliğini açıklayabilir. Lökosit içeren PRP’nin bakteri büyümesini baskılayarak yumuşak doku travmalarının iyileşmesini hızlandırdığı ileri sürülse de lokal ağrıya yol açabilecekleri ve hatta içerdikleri inflamatuvar sitokinlerden dolayı iyileşmeyi baskılayabilecekleri de iddia edilmektedir.